27 Ağustos 2008 Çarşamba

Kül kokusu

Bir bulut kaplıyor gökyüzünü “bu gün temmuz değil” dermişcesine
Tek bir kuş görüyorum yalnızlıkla el ele
Burnumda kül kokuları geceyi bekliyorum

Hayat diğerlerine devam ediyor, sanki bana hiç geçmezmişcesine
Karşımda duran yokluğunla eskilerden bahsediyoruz
Kahve içip fal bakıyoruz
Ben geçmişten, sen gelecekten haber veriyorsun

Ansızın bir yağmur yağıyor dışarıda, oda “şimdi” ye dikkat çekmek için
Güneş damlalara vuruyor gök kuşağı çıkartıyor göz bebeklerinde
Saçlarının kokusunu ancak bastırabiliyor toprak kokusu
Seni yokluğunla yaşıyorum

Yağmur bir anda kesiliyor
Gökkuşağına bakmak için gök yüzüne bakıyorum
Sanada göstermek için sandalyeme baktığımda, kahve pişirmek için gitmediğini anlıyorum
Burnumda kül kokuları yokluğunla beraberim

19 Ağustos 2008 Salı

http://volkangokce.blogcu.com/

http://volkangokce.blogcu.com/

Karanlıktan korkmuyorum

Aşağılıyorum, ağlatıyorum gündüzü
Çabucak geceye bıraksın diye yerini
Akşam olsunda karanlık bassın diye bu çaba
Bu koşuşturma, bu heyecan karanlığa
Türküler, hep bağrışmalar…
Çünkü bir tek bu kadar ışıksız kalınca hayal edebiliyorum seni
Gaz lambası yakıyorum teknolojinin aksine
Sevmiyorum ampulü, florasanı
Sevmiyorum elektrik düğmelerini
Sevmiyorum buzdolabının ışığını
Çok parıltılı laflarda etmiyorum
Ufacık bir anı yakalayım diye senden…
Belki sevmezdim “kör”cülük oynamayı bu kadar
Bu kadar uğraşmazdım her yer siyah olsun
Tanımasaydım seni bir başıboş karanlıkta…

Fish